ERZİNCAN İLİNE AİT TABİAT VARLIKLARIMIZ
İlimize ait tabiat varlıklarımız, Erzurum Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü ile koordineli olarak üç ayda bir Müdürlüğümüzce yerlerinde incelenmekte olup, 2016 Yılının 3. Çeyreğini kapsayan zamanlarda; İlimiz Merkez İlçesi; Ekşisu Sazlığı ve Çağlayan Şelalesi, Otlukbeli İlçesi; Otlukbeli Gölü, Kemaliye İlçesi; Ocak Köyü Dut Ağaçları, Ardıçlı Köyü Alanın Ardıcı ve Esertepe Köyü Ala Mağarasında, yerlerinde yapılan incelemelerde, tabiat varlığı ve anıt ağaçlarda herhangi bir olumsuz duruma rastlanılmamış olup gerekli bilgi ve belgeler Erzurum İli Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğüne gönderilmiştir. Tabiat varlıklarımıza ait bilgi ve açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
GİRLEVİK ŞELALESİ
I.Derece Doğal Sit (Merkez-Çağlayan Bucağı-Girlevik Köyü)
v Girlevik Şelalesi, Erzincan kent merkezine 32 Km., Çağlayan Belde merkezine 3 Km. uzaklıkta yer almaktadır. Şelalenin suyu, Kalecik Köyüne 1 km. uzaklıkta sarp kayalar içinden ve 9 ayrı yerden kaynar, yeşillik bir dere yatağını takip ederek şelaleye ulaşır. Şelalenin yüksekliği 30-40 m. civarında ve 3 kademeli ve yöreye özgü taştan oluşmaktadır. Şelalenin çevresi ağaçlıktır, özellikle yaz aylarında mesire yeri olarak büyük ilgi görmektedir. Kışın şelale suyun donmasıyla oluşan sarkıtlardan buzul tırmanışı, yazın soğuk sularında serinleme imkanı vardır. Karstik kayaların, şelale suyunun bir arada oluşturduğu doğal çevre eşine ender rastlanan özellikleri ve görsel değerleriyle il ve bölge ölçeğinde önemli bir rekreasyon ve turizm odağı olma potansiyeli taşımaktadır.
EKŞİ SU SAZLIĞI
I.Derece Doğal Sit (Üzümlü)
v İlimizde sulak alan kapsamında Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından sınırları belirlenerek 2007 yılında koruma alanları da belirlenen 1 adet sulak alan tescil edilmiştir. İl merkezinin 15 km doğusunda bulunan Ekşisu Sazlığı’nın tescilli alanı 2371 hektardır.
OTLUKBELİ GÖLÜ
I.Derece Doğal Sit (Otlukbeli)
v Mülga Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 15.04.1992 tarih ve 612 sayılı kararı ile doğal sit alanı ilan edilen Otlukbeli Gölü, Otlukbeli (Karakulak) bucak Merkezinin “Otlukbeli Komları” yöresinde, Sazlar Deresine batıdan karışan, isimsiz bir kol akarsu üzerinde bulunmaktadır. Göl çanağının uzunluğu 150-160 m. ,genişliği 30-50 m. , derinliği ise 15-18 m. civarlarındadır. Traverten seddi gölü ya da maden sularının oluşturduğu traverten seddi gölü olup, yüzölçümü 6500 m2 dolaylarındadır. Göl oluşumuna sebebiyet veren esas süreç, maden suları olup traverten seddi, bu suların asırlar boyu eritip biriktirdiği sediment tarafından oluşturulmuştur. Bu nedenden dolayı Türkiye’deki göller arasında, göl çanağının oluşum nedeni bakımından yeni bir göl tipi sayılmakta ve dünya göl tipleri arasında da ender bulunabilecek hatta örneği olmayan bir tip olarak nitelendirilmektedir.
ARDIÇ AĞACI
Tescilli Anıt Ağaç (Kemaliye-Akçalı Köyü)
v Alanın ardıcı olarak bilinen tescilli Kara Ardıç Ağacı İlimiz Kemaliye İlçesi Akçalı Köyü alan mevkiinde bulunmakta olup yaşı 500 den fazla olarak bilinmektedir. Gövde çapı 1.6m çevresi 5m boyu 11m dir.
DUT AĞAÇLARI
Tescilli Anıt Ağaç (Kemaliye-Ocak Köyü)
v İlimiz Kemaliye İlçesi Ocak Köyünde bulunan Dut Ağaçları 1261 yılında dikildiği söylenen 4 dut ağacının hikayesi Mehmet ŞİMŞEK’in yazdığı “Hıdır Abdal Sultan Ocağı” adlı kitapta şöyle anlatılmaktadır. Bedeninde yer yer delikler açılmış, derin bir kovuk haline dönüşmüş olan Karadut’u Hıdır Abtal’ın köyü kurduğu yıllarda diktiğini kuşaktan kuşağa aktarılan bilgilerden öğreniyoruz. Böyle olunca “Karadut” yüzyıllara uzanan anılarıyla ulu bir ağaç olarak kabul edilir. Haziran ortalarında, ağustos sonlarına kadar her sene dallarında siyah meyveleri eksik olmaz. Hıdır Abdal’ın bir yadigarı olarak bilinir. Karadut’un köyün kültüründeki başka bir yeri de, bugünkü kesim ve dağıtım yerleri yapılmadan önce, kurbanların ağacın olduğu yerlerde kesilip dağıtılmasıdır.
ALA MAĞRASI
Tescilli Tabiat Varlığı (Kemaliye-Esertepe Köyü)
v İlimiz Kemaliye İlçesi Esertepe köyünden Kabataş Köyüne giden yol üzerinde Çırdağın Deresi olarak bilinen mevkii de bulunmaktadır. Yol yapım çalışmaları sırasında mağaranın bir kısmı tahrip olmuş ve tepe noktasından ayrı bir giriş açılmıştır. Buradan içeriye sürünerek girilmektedir. Esas girişi ise yaklaşık 100m aşağısında bulunmaktadır. İç kısımda çoğunluğu dikitlerden olan az miktarda sarkıttan oluşan galeriler bulunmaktadır. İçerisi nemli ve yer yer kazılmış olan mağara içerisinde rahatça gezilebilmektedir. İçerisinde daimi akan su kaynağı bulunmamaktadır. Halk arasında Ala hastalığı olarak bulunan cilt hastalığı tedavisine iyi geldiği kabul edilmektedir.
Kamuoyunun bilgisine arz olunur.
Gökhan AYDEMİR
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü