Türk milleti, yaklaşık bin yıldır, Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın açtığı yolda, İznik’te Süleyman Şah’ın diktiği bayrağın altında, İstanbul surları önünde Fatih’in, kutsal topraklarda Yavuz’un izinde ilerlerken, feyzini de Ahi Evran gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Hacı Bayram Veli gibi, Yunus Emre gibi gönül erlerinden almıştır.
Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları vardır. Bizim tarihimizde nasıl 1071, 1299,1453,1923 dönüm noktasıysa, 15 Temmuz 2016 tarihi de bir dönüm noktasıdır.15 Temmuz takvim yapraklarından herhangi bir tarih değildir. 15 Temmuz, ülkemizin ve Aziz Milletimizin, sırtından vurulduğu çetin bir günün adıdır. En son Anadolu’nun işgalinde yaşadığımız vahşeti ve caniliği o gece ‘Ateş serbest, ezin, taviz yok, sakın tereddüt etmeyin vurun’ sözleriyle evlatlarımızın şehit edildiği, yaralandığı 15 Temmuz gecesinde yaşadık. O gece bir tarafta milletin tankını millete doğrultan hainler, diğer tarafta da tankları durduran aziz milletimiz vardı. O gece bir tarafta ruhunu ve vatanını 1 dolara satan alçaklar, diğer tarafta ise ‘Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diye haykıran vatan âşıkları vardı. Bir tarafta çıkarları için ölüm kusanlar, diğer tarafta istiklali ve istikbali uğruna şehadet için ölüme koşanlar vardı.
15 Temmuz gecesi ne kadar şer bir gece olarak başladıysa, 16 Temmuz sabahı o kadar hayırlı bir gün olarak ülkemizin üzerine doğmuştur. Dilimizde ikbalden mutluluğa, nimetten kudrete, büyüklükten servete kadar pek çok anlamı içinde barındıran devletin gerçek sahibinin millet olduğu 15 Temmuz’da tescil edilmiştir. O gece “halkın üzerinde ben bir güç tanımadım” diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın milletini, ülkesini, vatanını seven herkesi meydanlara çıkmaya, devletini ve demokrasiyi sahiplenme çağrısı üzerine dilinde tekbir, göğsünde iman, elinde bayrağımızla meydanlara inen Aziz Milletimiz sayesinde hain kalkışma bertaraf edilmişti.
15 Temmuz gecesi destanını yazan kahramanlar bir kez daha göstermiştir ki İstikbal aziz milletimizindir. İstikbal, Anadolu bozkırlarında Ömer HALİSDEMİR gibi şeref timsali askerler yetiştiren babalarındır! İstikbal, ‘bir bacak nedir ki, vatan için feda olsun’ diyen gazilerimizindir. İstikbal, bir yıllık hasadını, çocuklarının rızkını ülkesi için gözünü kırpmadan ateşe veren çiftçilerindir. Şair ‘Hem sütümden, hem kanımdan, hem canımdan bu sendeki huy ey oğul’ diyor ya, istikbal, işte Abdullah Tayyip OLÇOK gibi henüz 17 yaşında körpe bir fidanken babasıyla beraber şehadete yürüyen asil gençlerindir. İstikbal, ellerinde bayrakları, dillerinde duaları, yüreklerinde imanlarıyla tankların karşısında set kuran kadınlarındır. İstikbal, 29 gün boyunca vatan için, iradesi için, bağımsızlığı ve geleceği için nöbet tutan tüm Türkiye’nindir.
Türkiye’yi parçalayacaklarını, devleti teslim alabileceklerini sanarak, 15 Temmuz gecesi harekete geçen hainler, ertesi gün akşam olmadan milletimiz tarafından hüsrana uğratılmışlardır. Bu darbe girişimi Milletimize, Birlik ve Beraberliğimize, Milli İrademize, Şanlı Ordumuza, Demokrasimize, Cumhuriyetimize ve aydınlık yarınlarımıza karşı yapılmıştır. İstiklal Marşımızda ifade edildiği gibi, “Yurdumuzun üzerinde tüten en son ocak sönmeden” kimsenin bu bayrağı indirmeye, bu milleti esir etmeye, bu vatanı işgal etmeye gücü yetmez. Ecdadımız yüreği, bileği, kanı ve canı pahasına emanet ettiği bu vatanı biz de 15 Temmuz’da, aynı bedeli ödeyerek ülkemizi gelecek nesillere bırakma konusunda ne kadar kararlı olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bize ve bizden sonra gelenlere düşen görev; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsüne sıkı sıkıya sahip çıkmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, devletimizin bekasına, aziz milletimizin birlik ve beraberliğine kast eden bu ihanet girişimini bertaraf etmek için hayatını kaybederek şehadet mertebesine nail olan tüm vatandaşlarımıza ve kadim tarihimizin derinliklerinden bugüne kadar bütün şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, kahraman gazilerimize bereketli bir ömür, başımızın tacı şehit ailelerimize sabrı cemil niyaz ediyor, aziz milletimizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.” demiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Gökhan AYDEMİR
Erzincan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü